TV 264 ekranlarında yayınlanan ‘Muhabir Masası’ programında konuşan Uçar, Sakarya’nın yüzde 30’luk kısmında sıvılaşma riski bulunduğunu belirtti. Tarım alanlarının korunması gerektiğine dikkat çeken Uçar, şunları söyledi:
“Eğer yatay mimari devam ederse tarım alanlarına kayma riski doğar ve bu, geleceğimizi tehlikeye atar. Ancak 5-6 katlı yapıların önünü açmadan önce 2000 yılı öncesinde yapılan binaların detaylı bir şekilde incelenmesi gerekiyor.”
Risk Haritaları ve Mikro Bölgeleme Şart
Uçar, şehrin sağlıklı bir şekilde planlanması için risk haritalarının çıkarılması gerektiğini ifade etti:“Deprem, su baskınları, heyelan ve kaya düşmeleri gibi riskleri hesaba katarak ‘mikro bölgeleme’ haritaları hazırlanmalı. Örneğin, Hızırtepe ve Maltepe gibi yüksek bölgeler, imara açık alanlar olarak değerlendirilebilir. Ancak bu süreçte altyapı, ulaşım ve sosyal donatı alanları da planlanmalı.”Uçar, bilimsel çalışmalara dayalı projelerle Sakarya’nın daha yaşanabilir bir şehir haline geleceğini belirterek, “Maslak örneğinde olduğu gibi, doğru bölgelerde gökdelen yapılabilir” dedi.
Kentsel Dönüşüm ve Rezerv Alanlarının Eksikliği
Uçar, Sakarya’daki en büyük problemlerden birinin rezerv alanlarının olmaması olduğunu dile getirerek şu ifadelere yer verdi:“Kentsel dönüşüm, envanter çalışmalarıyla başlamalı. Rezerv alanları oluşturulmadan sağlıklı bir şehirleşme mümkün değil. Planlamayı sosyal donatı alanları, otoparklar ve bilimsel veriler doğrultusunda yapmalıyız.”
Sismik İzolatörler ve Yeni Teknolojiler
Yeni yapılarda kullanılan sismik izolatörlere değinen Uçar, bu sistemlerin depreme karşı binaların güvenliğini artırdığını söyledi:“Sakarya’da bazı kamu binalarında ve şahsi yapılarda sismik izolatörler kullanılmaya başlandı. Bu tekniklerle kentsel dönüşüm süreci daha güvenli ve sürdürülebilir şekilde ilerleyebilir.”Sonuç olarak, Başkan Uçar, şehrin geleceği için bilim ve tekniğin ışığında planlama yapılması gerektiğini vurguladı ve SATSO Başkanı Altuğ’un görüşlerine destek verdiğini belirtti.