Sapanca Gölü'nde Su Seviyesi Alarm Veriyor: Kuraklık Tehlikesi Büyüyor
Ekim ayı itibarıyla Sapanca Gölü'ndeki su seviyesindeki düşüş, endişe verici bir noktaya ulaştı. Son ölçümlere göre göldeki su seviyesi 30.31 metreye kadar geriledi. Sadece 40 santimetrelik bir azalma daha yaşanırsa, bu seviyenin kritik altına düşmesi bekleniyor. Sakarya ve Kocaeli için önemli bir su kaynağı olan Sapanca Gölü, ciddi bir kuraklık ve kontrolsüz su tüketimi nedeniyle bu duruma geldi.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, vatandaşları bilinçli su tüketimine davet ederek, içme suyu kaynaklarının tarımda kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, klorlu suyun tarla ve bahçelerde kullanılmasının sakıncalarına dikkat çekti ve alternatif sulama yöntemlerinin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti. Gölün su seviyesi, 2014 yılındaki su krizi dönemine benzer bir seviyeye geriledi.
Kocaeli İçin Kritik Durum
Kocaeli’deki Yuvacık Barajı’ndaki su seviyesinin tehlikeli bir şekilde düşmesi üzerine, Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) Genel Müdürü Ali Sağlık, Sapanca Gölü’nden günlük 190 bin metreküp su alındığını açıkladı. Yıl sonuna kadar bu şekilde barajın su ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını belirten Sağlık, bugüne kadar Sapanca'dan 24 milyon metreküp su temin ettiklerini vurguladı. Yuvacık Barajı'ndaki su seviyesi şu anda yüzde 24 doluluk oranına ulaşmış durumda ve bu miktar, Kocaeli halkının yalnızca 30 günlük su ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde. Ancak Sapanca Gölü'nden ve kuyulardan yapılan takviyelerle bu süre Aralık ayının sonuna kadar uzatılabilecek.
Ekosistem Tehdidi
Uzmanlar, Sapanca Gölü'ndeki su kaybının devam etmesi halinde ekosistem üzerinde ciddi olumsuz etkiler olabileceği konusunda uyarıyor. Göldeki su çekilmesiyle birlikte yosunlaşma ve su kalitesinin düşmesi gibi sorunlar yaşanabilir. Kıyılarda geri çekilmelerle birlikte iskelelerin susuz kaldığı ve kayıkların karaya oturduğu belirtiliyor. Su seviyesindeki bu düşüş, hem Sakarya hem de Kocaeli için alarm verici bir durumu işaret ediyor.
Bu gelişmeler, bölgedeki su kaynaklarının sürdürülebilirliğini tehdit ederken, yerel halkın ve yetkililerin su tüketiminde daha dikkatli olmaları gerektiğini göstermektedir.